Bahar geldi yaşasııın! diye düşünürken soğuk mu soğuk bir hafta sonunu geride bıraktık.
Bizim için hem soğuk hem de biraz çileliydi diyebilirim. Pazar günü Anadolu yakasına geçmek için yola çıktık.Köprüden geçmek için artık nakit paranın geçmeyeceğini biliyorduk.Cumartesi gecesinden itibaren nakit yerine kartlı sisteme geçilecekti çünkü.
Gişelere yaklaşmak ne kelime, bir keşmekeştiki sormayın.Altı gişeyi kart satışı için ayırmışlar ama araçlar, altı şerit değil on altı şerit yapmışlar yolu. Bir saatimiz kart alabilmek için heba oldu.Üstelik sinirlerimizin katsayısı yükseldi ve her köprüden geçerken baktığım o güzel boğaz manzarasının tadını alamadım.Yaşadığım şehri seviyorum ama böyle zamanlarda kaçıp gitmek istiyorum trafiğin olmadığı sakin ve huzurlu bir yere:P
Her şeye rağmen bu şehri sevmekten vazgeçemiyorum.
Bir defa kesinlikle denize kıyısı olan bir şehir olması beni bağlıyor. (İyot bağımlısıyım :D)
Manzarası bol olan bir şehir burası.Mesela Pier Loti Cafe’nin manzarası insanı kendinden geçiriyor.Çayın pahalıya satılmasını ve hemen solunda yüzlerce mezarın bulunduğunu insanın gözü bile görmüyor. Ne kadar büyüleyici olduğunu düşünün artık :D
Nevizade, Fransız Sokağı, Cumhuriyet Meyhanesi, Hayal Kahvesi, Limonlu Bahçe...gibi sevdiğim mekanlarla dolu Beyoğlu’nda hele hele teras keyfi yaparak ve İstanbul’un rüzgarını hissederek bira içmenin keyfi başka oluyor.
Harbiye Açıkhava’da, yıldızların altında şarkı dinlemeyi sevmeyen var mıııı?
Sonra Ortaköy var. O Beşiktaş’tan Ortaköy’e uzanan Atatürk resimleriyle bezeli ağaçlı yolu yürümek .Gözleme ve kumpir kokuları arasında tezgahlardaki binbir çeşit takıyı, hediyelik eşyaları inceleyip, boğaz turu yapmak çok keyifli..(Oradaki wc “dünyanın en kazık wc’si” ödülünü almıştır herhalde :p ) Yazmakla bitmezki.Her gün yeni bir tane eklenebilir:D
Konudan konuya atlayacağım bugün.
Şu aralar gazetelere “üç karım var, kime ne? Dört eşle evlenmek zinayı ortadan kaldırır” diye beyanatlar veren aciz zihniyetli bir adam var.Tekbir Giyim’in sahibiymiş kendisi. Sanki kendisinin yaptığı şey zina değilmiş gibi göğsünü gere gere ve rahatlıkla anlatabiliyor. Bu kadar rahat olması normal.Çünkü günümüz Türkiye’sinde “inanç” adı altında bir çok şey söyleniyor, yazılıyor, uygulanıyor ve eskiden dile getirilmeyen şeyler dile getiriliyor artık.
Keşke bazı kadınlarımız daha eğitimli, kişilikli, gururlu, özgüvenli olabilseydi o zaman böyle dalkavuklar onları ezemez, ikinci, üçüncü sınıf insan muamelesi görmezlerdi.
“Başkalarının yerine kendine koy, onları anlamaya çalış” kimse demesin bana. Böyle bir olayı anlamaya çalışamam, anlamakta istemiyorum. Bu kadar rahatlık, genişlik !! Ama tabi canım, kime ne?
Pandoracım benim için mutluluk ; sağlığımın,eşimin, ailemin,dostlarımın ve birazcıkta paranın(inkar edilemez gerçek) yanımda olmasıdır.Mimini cevaplamış olayım böylece.
Şimdi tarife geçecek olursam;
Malzemeler:
- 1 adet tavuk göğsü (kuşbaşı doğranmış)
- 1 orta boy soğan (küp küp doğranmış)
- 2 adet sivri biber
- 2 adet domates (küp küp doğranmış)
- 2 adet patlıcan
- 2 adet kabak
- 2 adet havuç
- 2 adet patates
- 1 yemek kaşığı domates salçası
- 1 tatlı kaşığı acı biber salçası
- 2 yemek kaşığı sıvıyağ
- tuz
Yapılışı:
Derin bir tencerede sıvıyağda tavukları soteleyin.Sonra soğanları ve biberleri ilave edip sotelemeye devam edin.Domatesleri,havucu ve patatesleri katın.Onlarda biraz sotelendikten sonra kabakları ve patlıcanları ilave edin.(Burada önemli olan sebzelerin sırası.En geç pişenler ilk olarak tencereye konur) En son salçaları ve tuzu da ilave edip üzerini geçecek kadar sıcak su katın.Kısık ateşte 40-45 dakika kadar pişirin.
Not: İsterseniz taze fasülyede katabilirsiniz.Ben türlüde sevmediğim için koymadım.
3 yorum:
Sevgili kesmeşekerim, çok keyifle okudum yazını, resmen duygularıma rehber olmuşsun, Canım kentim istanbulumu öyle güzel anlatmışsın ki. Her şeye rağmen çok sevdiğim kentimi :) Fransız sokağı hele, ya da pier loti :) Ortaköy, Beşiktaş hele ki o yıldız boyunca Yüce Ata'mızın gözümü alamadığım resimleri. Yaa ne bileyim işte. Çok güzel canım yüreğine sağlık. Mutluluğun en sevdiklerinle daim olur inşallah :)) Sevgiler...
Haa bu arada türlü de gerçekten hoş görünüyor yine, her zamankiler gibi. Ellerine sağlık.
Bu şehrin çilesine bu güzellikleri olmasa nasıl katlanılır?
Seninde yüreğine,diline,dileğine ve yorumuna çok teşekkür ederim.
Sevdiklerimiz hepimizin yanında olsun inşallah :D
Yorum Gönder