31 Aralık 2008 Çarşamba

Mutlu Yıllar !


2009 yılında ;
dostluklarımız daha da pekişsin,
hayallerimiz gerçekleşsin,
aşklar, sevgiler artsın,
iyi haber ve müjdeler alınsın,
bedenlerimiz sağlıklı,
dünyamız barış dolu,
yarınlarımız umutlu
ve yaşamımız çok ama çok
keyifli olsun.
~ MUTLU YILLAR ~

29 Aralık 2008 Pazartesi

Tavuklu Krep

Üzerinde yaşadığımız bu gezegeni birbirimize dar etmenin, canlar almanın anlamı ne olabilir?
Yeni bir seneye girmemize üç beş gün kala yine bombalar, kanlar, ağlayan-yakaran günahsız insanlarla dolu fotoğraflarla karşılaşıyorum gazetelerde.
Masum bir bebeği öldürmenin hiçbir haklı sebebi olamaz.
Ama o kadar çok ceset var ki , her yer duman dumana.
Nedir bu problem?
Petrol mü, din mi?, toprak mı ????
Onca cana değer mi tüm bunlar ?
Aynı Keanu Reeves’in son filminde olduğu gibi dünya bir gün hepimizden intikam alacak. İnsanlara hediye edilen bu gezegen bir gün bu kötülük ve kokuşmuşluk içinde hepimizden kurtulmak isteyecek, bizi silkeleyecek ve o gün dünya duracak.
Ve hepimiz bu yapılanların hesabını tek tek vereceğiz.

Egoizm dünyasında yaşıyoruz.
İnsanlar kin ve nefret dolu.
Ülkeler çıkarları doğrultusunda dost ülke oluyor. Düşmansan gözünün yaşına bakmıyor.
İnsani duyguların yerini, vahşi duygular almış. İnsan olmanın en büyük yargıcı vicdansa toprağa gömülmüş.
Barış yerine savaşı tercih edenlerin yatacak yeri yok bu dünyada.
Üstelik bu özgürlük mücadelesi de değil bir katliam.
Buna birde isim takmışlar “operasyon”.
Ne operasyonu ? Etrafı kan gölüne çevirelim, çoluk çocuk demeden böcek gibi ezelim, insanlıktan çıkalım operasyonu mu ?
Şimdi ne yapalım ? Hitler’i takdir mi edelim geçmişte yaptıkları için ?
Yazık bunca insana !!
Hayvanlar bile daha az zarar veriyor ki, onlar yemek ve yaşayabilmek için avlanıyor, insanlarsa bir hiç uğruna işte böyle yamyamlaşıyor.
Benim gibi savaş karşıtı olanlara kalansa tüm bu olanlardan dolayı utanmak ve mağdur halk için üzülmek oluyor.
Voltaire “insan zeka karşısında eğilir, ama şefkat karşısında diz çöker” demiş.
Bu katliamı yapanlar ikisinden de payını alamamış insanlıktan bihaber zavallılar !!
Allah mağdurların yardımcısı olsun.

Tarifim;
Malzemeler:


İç için:

  • 500 gr. kuşbaşı tavuk but
  • 400 gr.mantar
  • 1/2 kutu krema
  • 2 yemek kaşığı sıvıyağ
  • tuz, karabiber
Krep için:


  • 2 adet yumurta
  • 2 su bardağı süt
  • 1 su bardağı un
  • 1 çay kaşığı tuz
  • tereyağı
Üzeri için:

  • 4-5 dilim kaşar peyniri
  • Minik minik dilimlenmiş kırmızı ve yeşil biber
Yapılışı:
Krep için ;
  1. 2 yumurtayı mikserle iyice çırpın.
  2. Sonra sütü ilave edip çırpmaya devam edin.
  3. 1 su bardağı unu eleyerek karışıma katın, tuzunuda ilave edip çırpmaya devam edin.
  4. Karışımı tekrar elekten geçirerek başka bir kaba alın.
  5. Ortaboy teflon tavaya az tereyağı koyun.Eriyince kepçe (ölçü olarak en fazla 1,5-2 kepçe) yardımıyla karışımdan alıp tavaya dökün.
  6. Kısık ateşte arkalı önlü pişirin.
İçi için;
  1. 2 yemek kaşığı sıvıyağda tavukları soteleyin.
  2. Mantarları yıkadıktan sonra bıçaksırtı kalınlığında dilimleyip tavuklara katın.
  3. Mantarlar suyunu çekince yarım kutu kremayı katıp 2 dakika daha pişirin.
  4. En son tuzu ve karabiberi katıp ocağı kapatın.
  5. Tavuklu içi hazırladığınız kreplerin ortalarına yerleştirip yanlardan kapatın.
  6. Ters çevirerek fırın kabınıza yerleştirin.
  7. Üzerine kaşar dilimlerin koyup, kaşarlar eriyene kadar fırında tutun.
  8. Çıkınca biberlerle süsleyip servis edin.
Afiyet olsun :)





ÖNERİYORUUUM !

Transporter-Taşıyıcı 3
Jason Statham filmleri birbirinden harika oluyor. Dövüş sahneleri ve araba sahneleri süperdi.Ben keyifle izledim.
Yalnız filmdeki Valentina'nın çilleri göz zevkimi tırmalamadı değil.
Yine de aksiyonu yerinde, başarılı,izlemeye değer bir film.
The Day The Earth Stood Still
Dünyanın Durduğu Gün
Dünyanın yavaş yavaş yok olmasını ve en büyük sebebininde insanlar olduğunu konu alan filmde, yaşadığımız gezegenin ne kadar önemli olduğu ve ona gereken değeri vermemiz gerektiği mesajı veriliyor.
Aksiyon açısından vasat ama hikaye açısından başarılı bir fim olduğunu düşünüyorum.
Seyredilmeli.




16 Aralık 2008 Salı

Karides Güveç

Özellikle çalışanlara doping gibi gelen bayram tatili bir solukta bitiverdi. Ne iyi oluyor böyle 1 haftalık aralar :) Kendine geliyor insan.
Hep diyorum, 7 günlük haftanın 4 günü çalışılsa diğer 3 günü bize kalsa diye.Herkes o dört günde işlerini halledebilse diğer günlerde gezse-tozsa, hobileriyle uğraşsa, kendine, dostlarına ailesine daha fazla vakit ayırabilse. Bir yasa çıksa mesela ; nasıl Pazarları çalışma günü dışındaysa, Cuma ve Cumartesi de buna dahil olsa. Süper olur yemin ederim. Tabi işkolikler bana küfrediyorlardır şimdi :)

Efendim, yolculuğumuz Yenikapı-Bandırma arabalı feribotuyla başladı.Hiç sıkılmadık, çünkü yol boyunca iki dizikolik karı-koca olarak laptopta dizi seyrettik.
Sonra bir baktık Bandırma’dayız.Zaten 3.5 saat kadar sonra Karşıyaka’ya varıyorsun.Tabi biz yine yol çabuk bitsin diye aramızda kelime oyunu oynadık.Çok eğlenceli, size de tavsiye ediyorum. Bir kelime söylüyorsun, diğer oyuncu söylenen kelimenin son harfiyle başka bir kelime söylüyor.Biz bunu sonra İngilizce sözcük bulmaya kadar götürdük ki, o daha keyifli ve eğitici oldu.

Bayramda Karşıyaka’nın havası bahar havası gibiydi. Sadece bir gece yağmur yağdı.
Sabah yine günlük güneşlikti. Her tatil olduğu gibi benim iştahım açıldı, doğanın ve kurban bayramının bize verdiği bütün nimetlerden faydalandım. Sabahları Nutellayla can ciğer kuzu sarması oldum. Akşam dolmalarla halay çektim :p

Yine Karşıyaka’nın eski kitap satan dükkanlarının tozunu ve kokusunu yuttum. Gevreğini dişleyerek sahilinde tur attım. Alışveriş yapıp fotoğraflar çektim.

Arog ve Madagascar’ı Karşıyaka’da izlemek nasip oldu.Her iki filmin yorumları aşağıda. Ama şunu söyleyeyim; doğru zamanda vizyona film çıkarmak diye buna derim. Bayramda İzmir nüfusu sinemada kuyruktaydı.Eminim İstanbul’da da durum farklı değildi.

Dönüş yolculuğumuz da sıkıntılı geçmedi.Taki İstanbul sınırlarından içeri girene kadar. Şehirlerarası yolculukta çok rahat olan ben, trafiğe girince sinir küpü oldum.
Bir de Yalova’da yemek molası verdik. Köfteci Mustafa’da İznik köftesi yedik. O kadar lezzetli ve ekonomik olmasına şaşırdık.Oralara giderseniz bir uğrayın derim.

Bayram tatili özeti bu dostlar ! Sonrası biraz griple boğuşmayla geçiyor.Bu grip birde insana sebze çorbası kıvamında karmakarışık rüyalar gördürüyor. Mesela bu sabah gördüğüm rüyada işyerindeyim ve hiç hoşlanmadığım biri bana sipariş veriyor, ama nasıl güleryüzlü ve iyi niyetli davranıyor bana sanki içinden nur, ağzından bal damlıyor. Daha sonra Özgü Namal giriyor içeri benle bir tatlı muhabbete giriyor. Kanki olmuşuz haberim yok :P Finalde şirketi bir grup basıyor, cemaat desem daha doğru. Tanımadığım birini öyle bir dövüyor ki kimse müdahale etmiyor. Ben sinir olmuş bir şekilde neden diye hayıflanırken adamla göz göze geliyoruz.Elinde bir bıçak var ve bana doğru yaklaşıyor. Ben uyanmak istiyorum veeeeeeee .........
Uyanıyorum. Böyle olur ya rüyanın en gerilimli anında otomatik pilot devreye girer.Sen gerçek dünyaya geri dönüverirsin.
“Welcome to the real world”
Hayır içtiğim hap ne kırmızı ne de maviydi :p Bildiğin Tylolhottu ;)

Neyse, yemeğimize dönelim;
Bu arada şu “Yemekteyiz” yarışmasını hiç seyrettiniz mi? Allahım herkes mi gurme olmuş, ya da artist olma derdinde ? Bir kamera insana neler yaptırıyor ve söyletiyor.İnanılmaz !

Malzemeler (5 kişilik)

  • (1 kutu) 500 gr. dondurulmuş karides
  • 400 gr.mantar
  • 2 adet domates
  • 2 adet sivri biber
  • 1 adet kuru soğan
  • 2 diş sarımsak
  • ½ yemek kaşığı domates salçası
  • ½ çay bardağı sıvı yağ
  • 200 gr. rendelenmiş kaşar peyniri
  • tuz ,karabiber,kırmızıbiber,kekik
  • 5 adet toprak pişirme kabı

    Yapılışı:
  1. Öncelikle karideslerinizi çözdürüp sudan geçirin.
  2. Mantarlarınızı iyice yıkayıp temizledikten sonra bıçak sırtı kalınlığında dilimleyin.Üzerine biraz limon suyu sıkıp karıştırın ki kararmasınlar.
  3. Bir tavada küp küp doğradığınız soğanları ve ince ince doğradığınız biberleri sıvıyağda soteleyin.
  4. Minik minik doğradığınız sarımsakları da ilave edin.
  5. Mantarları da katıp suyunu çekmesini bekleyin.
  6. Küp küp kestiğiniz domatesleri ve yarım yemek kaşığı domates salçasınıda ilave edin.
  7. Karidesleri katıp hafifçe karıştırın.
  8. En son tuz ve baharatlarını katıp karıştırdıktan sonra ocağı kapatın.
  9. Toprak kaplara eşit şekilde dağıtın ve rendelediğiniz kaşar peyniriyle kapların üzerini kapatın.
  10. 180 derecede fırında kaşarlar eriyip nar gibi kızarana kadar pişirin ve sıcak servis edin.

ÖNERİYORUUUM !

A.R.O.G
Eleştirinde eleştirin. Adam emek vermiş, Türk sinemasında denenmemiş olanı denemiş diyen yok.Çalıntıymış, şuymuş,buymuş. Takdir edin arkadaşım. Bu stand up değilki 10 saniyede bir gülesin. Sinema filmi.
Recep İvedik gibi bir film hasılat rekoru kırmışsa bu onu katlamalı bence.Çünkü kıyaslanamayacak derecede emek, maliyet ve kalite var.
Kazandığını halk için harcayanları alkışlamak lazım.
Eğlenceli bir Cem Yılmaz klasiği.
Ben takdir ediyor ve gidin diyorum.

MADAGASKAR 2
İlki de çok eğlenceli bir filmdi.Bu da öyleydi.
Çocuklarınızı mutlaka götürmeniz gereken bir film.Aile, doğa,hayvan sevgisi aşılayan,komik sahneleriyle güldüren, aynı zamanda hareketli dans ve müzikleriyle coşturan başarılı bir animasyon.
New York hayvanat bahçesi sakinleri Aslan Alex, Zürafa Melman, Zebra Marty ve Hipopotam Gloria’nın Afrika maceralarını anlatıyor bu kez.
Şu animasyon çizerlerine hayranım.Harikalar yaratıyorlar :)

6 Aralık 2008 Cumartesi

İYİ BAYRAMLAR HERKESE !!!!

Bu bayram tatilinde İzmir Karşıyaka'da olacağım. Döndüğümde yeni paylaşımlarımla hasret gideririz umarım :) Kendinize çok çok iyi davranın.
Bu bayramda da dilediğiniz bütün dilekler, ettiğiniz tüm dualar kabul olsun.

Her şey gönlünüzce olsun.

Y MUTLU BAYRAMLAR Y