Kriz, kriz, kriz…
Dönen çekler, işten çıkarılanlar, batan firmalar…
2009 ekonomik olarak geçirilen en kötü kriz yılı oldu. Daha öncekiler bu kadar uzun sürmemiş, bir şekilde firmalar toparlanabilmişti. Ama bu sefer durum farklı. Özellikle tekstil sektöründe tam bir düşüş söz konusu. Bu kazanılan paralar nereye uçtu bilemiyorum. Bir anda herkesin cepleri boşalıverdi.
Tekstil sektörü bir dönem o kadar parlak bir çağ geçirmişti ki. Herkes çok karlı işler yapmış, çok paralar kazanmış, mantar gibi tekstil firmaları türemişti. Şimdi bu firmalar batarak sapır sapır dökülüyor. Piyasa sanki bu fazlalıkları silkeliyor. Yüzeyde, sadece doğru adımlar atabilenler, gerçekten iyi ve sağlam müşterileri olanlar tutunabilecek.
Özellikle tekstil sektörü çok karışık bir sektördür. Her tipten insana rastlanabilir.
Firma sahiplerinden, çalışanlara ve müşterilerine kadar Türkiye’nin bir yelpazesini görmek mümkündür. İşten anlayan, tuttuğunu koparan satın almacılar olduğu gibi, kendini patronla ortak sanıp, şirketin sahibi gibi etrafına yaptırımlar uygulamaya çalışan müşteriler vardır. Bu tipler etraflarındakileri kendi elemanı gibi görüp kukla gibi oynatmaya bayılırlar. Tabi bu tavırları benim gibilere rastlayınca söner o ayrı :PP
Tekstil sektöründe “etiket” imalatı yapanların, yani bizlerin işi çok zordur aslında.
“Etiket” kıyafete dikilecek son aksesuar olduğu için hep siparişlerde en sona bırakılır ve bu yüzden bütün siparişler hep acildir. Müşteri siparişi bugün verir, yarın malı tıra yükler. Nasıl oluyorsa ? Malları tıra yükler ama bütün ceremeyi ve stresi de yetiştirmeye çalışanlara yükler. Yetiştiremezsen de sana tuzlu bir reklamasyon faturası keser. Ve işin trajikomik tarafı; ürün(kıyafet) satışa çıkar. Gider biri alır. Kaşındırıyor diye yakasından senin o kadar uğraş verdiğin etiketi keser atar :)
Tuhaf ve komik değil mi?
Tuhaf ve komik değil mi?
Neyse, ben bu olan biten hakkında diyorum ki;
bu ekonomik kriz bir an evvel yansın bitsin, kül olsun. Hatta dağa kaçsın :)
Bir daha da dönmesin. Biz de rahat bir nefes alıp önümüzü görelim.
Bu arada eklemeden geçemeyeceğim, sevgili başbakanımız hala halkımıza üç çocuk yaptırmada ısrarcı mıdır çok merak etmekteyim. Çünkü doğanların işi gücü yok, doğmamışlar, doğduklarına pişman olmasın sonra.
bu ekonomik kriz bir an evvel yansın bitsin, kül olsun. Hatta dağa kaçsın :)
Bir daha da dönmesin. Biz de rahat bir nefes alıp önümüzü görelim.
Bu arada eklemeden geçemeyeceğim, sevgili başbakanımız hala halkımıza üç çocuk yaptırmada ısrarcı mıdır çok merak etmekteyim. Çünkü doğanların işi gücü yok, doğmamışlar, doğduklarına pişman olmasın sonra.
Tarifim :
Malzemeler:
- 350 gr. kelebek makarna (Barilla Farfalle)
- 2 adet domates
- 50 gr. taze veya kuru fesleğen
- 150 gr. rende parmesan peyniri (sert beyaz peynirde olabilir)
- 2 yemek kaşığı sıvı yağ
- Tuz, karabiber
Yapılışı:
- Makarnayı kaynamış suda haşlayın.
- Sıvıyağı tavada ısıtın.
- Kabuğunu soyup küp küp doğtadığınız domatesleri ekleyin. 10 dk.kadar pişirin.
- Tuz ve karabiberle çeşnilendirin.
- Fesleğen yapraklarını kabaca doğrayın veya kuru fesleğeni ilave edin.
- Makarnanın üzerine döküp parmesan peyniriyle süsleyin.
3 yorum:
Excellent!!!
Congratulations!!!
Ellerine sağlık canım makarna çok güzel görünüyor. Bu sosuda deneyeceğim. Çin usulü tavuğun hastası olduk bilesin :) Brian Adams'ı da çok çok severim, şarkı iyi geldi. Haa bir de kriz mi dedin anlayamadım, ne krizi. ülkemiz refah içinde ELHAMDÜLİLLAH, nereden çıkarıyorsun sen şimdi bunu :)))
Sevgiler tatlım,öpüyorum :))
Pandoracım,
Sosu biz çok beğendik tavsiye ediyorum.
Evet "ne krizi canım, kriz bizi teğet geçti"
:))))))))))))
Yorum Gönder