Nil …
İsmi kısacık.
İçi ve duyguları soyadı gibi dolu dolu.
Şarkıları ve müziği şahsına münhasır.
Eşsiz, farklı.
Bir insanı yazdığı ve bestelediği şarkılarından sevebilir misin?
Evet.
Peki yazdığı köşe yazılarından sevebilir misin ?
Hem de nasıl.
Öyle samimi yazılar yazıyor ki haftada bir köşesinde.
Sürekli takipteyim.
Kelimelerini ve hislerini kendi deyimiyle insanın “derialtına” öyle bir gönderiyor ki.
Bütün yazılarını okuma isteği uyanıyor bende.
Zaten kitap haline getireceklermiş bu yazıları.
Sanırım bu sanatçı olma durumları sadece beste yapmak, şarkı söylemekle olmuyor.
Bir de insanca düşünüp, insanca yaşamak, her şeye duyarlı olmakla da alakalı.
Yazılarında kendinden çok şey bulabiliyorsun.
Anlamlı cümlelerle özetleyiveriyor içinden geçeni.
Okudukça bu dünyada benim gibi düşünen insanlar var diyorum.
Rahatlıyorum.
Bu yazdığın yazıya içtenliğini aktarabilmek; okuduğun kitabı ya da bir haberi, dinlediğin müziği, gezdiğin yerleri, ettiğin sohbeti iyice içine çekebilmekle ilgili.
Duyumsamak ve özümlemekle.
Bu kız bunu yapabiliyor işte.
Heyecanını, tepkilerini, içinde akan nehirleri, yaşadıklarını, hayallerini, vermek istediği mesajları hem besteleriyle, hem kalemiyle “modern zamanlarda” bizimle paylaşıyor.
Bir çok şarkısında kadınlara, bizlere sahip çıkıyor.
Yine yazılarında ; “Ben koparmak değil dikmek taraftarıyım. Her şeyi her şeye ve herhangi bir yerinden.” diyecek kadar barışçı.
Sitesi de kendi gibi marjinal.
Yeni albümünü hazırlıyormuş.
Sabırsızlıkla bekliyorum.
Ve hayatla ilgili şu paragrafında ona yürekten katılıyorum.
“Hayatla ilgili emin olduğum bir şey varsa, o da hiçbir şeyin olduğu gibi kalmadığı. Bu da onu heyecanlı kılan şey. İnsan da komik varlık. Herşeyi sabitlemek ister. Ya da yok etmek. Hiçbir şey yok olmuyor desem, fazla mı ileri giderim. Görmediğim yerlere giderim evet, ama his diye bir şey var. Tuzlu hisler var insanın içinde. Hayatına lezzet katan baharatlar var.Farketmeden salınmaya başladığın şarkılar gibi, çoğu şey kendiliğinden. Dur işareti, geç işareti, yok bekleler falan var mı sanıyorsunuz? Kendi üzerinize fazla çullanıyorsunuz bence. Bana ne kadar benziyorsunuz.”
İnsanın içi, insanlığa ısınırmış ya.
Ben de Nil’e ısındım ve paylaştım. Buyurun :)
Tarifim:
Malzemeler:
- 500 gr. brokoli
- 1 adet patates
- 1 adet kuru soğan
- 1 çay bardağı süt
- 4 diş sarımsak
- 2 yemek kaşığı sıvıyağ
- 1 su bardağı rendelenmiş dil peyniri
- tuz,kırmızıbiber
Yapılışı:
- Fırını 175 dereceye ayarlayın.
- Brokoli ve patatesleri fazla yumuşatmadan biraz haşlayın ve fırın kabınıza alın.
- Üzerine halka halka doğradığınız soğanı dizin.
- Bir kapta süt,sarımsak,tuz ve kırmızı biberi karıştırıp üzerlerine dökün.
- En son dil peynirini üzerine yayın.
- 20 dakika fırında pişirin.
10 yorum:
mmmmmm :)) Yine nefissss bir tarif kesin denıycem cok tsk edıyorum
sevgılermle
Öykücüm,
Hem de çok sağlıklı.Brokolinin faydalarını düşünürsek :))
harika görünüyor biri pişirsede yesek vallahi. çok severim brokoliyi.
Bence de denemelisin owl :)
ellerine sağlık canım gerçektende denenmesi gerek:)bende düşünüyordum nasıl yapayım diye, ya kardeşim iyiki varsınız diye boşuna demiyorum:) çok sağol canım...sevgiler
Nil e gelince hani kimi insanın ışığı var derlerya kıza ne yapsa yakışıyor bende çok seviyorum..
Fatıcım,
Beğenmene sevindim.
Yorumun için çok teşekkür ederim.
Sevgiler :)
Tarifinizi denedim harika oldu. Ellerinize sağlık...
Serap,
Bu tarifi bende ilk kez denemiştim.
Çok sağlıklı bir yemek, kalorisi az :)
Evet en önemli özelliği benim içinde kalorisi az ve lzetli bir börek oluşu.. Ee daha isteriz dimi :)
fotoya akarken bile canım istedi:))
Yorum Gönder