24 Aralık 2007 Pazartesi

Pirinçli Kabak



Merhabaaaalaaaaarrrr :)))))))
Herkese tatil sonrası iyi haftalar diliyorum.
Benim ve benim gibi patronlarından izin koparabilenler için 1 haftalık, koparamayanlar içinse 4 günlük tatil bitmiş bulunuyor.Şu an işe konsantre olamıyorum biliyor musunuz? Öyle bir şalterleri kapatmışımki. Tatilde işin "i"si aklıma gelmedi, o derece yani :))Ama tatilde bu demek değil mi? Ne anlamı var işi düşüneceksek tatile çıkmanın???
Benim için gerçekten dolu dolu, güzel bir tatil geçti.Karşıyaka'nın o temiz deniz havasını bol bol içime çektim.Yürüyüşler,alışverişler,ziyaretler yaptım.Kendime bayram hediyesi olarak takılar, kazaklar aldım :p Kayınvalidemin yaptığı sarmaları götürdüm. Hem eğlendim, hemde çok keyif aldım.Güzel bir teneffüs molası oldu bizim için.
Giderken biraz gerildik havaalanında aslında. Çünkü 17.00 uçağını kaçırdığımız için 18.00 uçağına binmek zorunda kaldık. Aslında 16.31'de havaalanındaydık.Yani 1 dakika önce sistemleri kapatmış THY. Canları sağolsun. Ufacık !!! bir fark ödeyerek 18.00 uçağına bilet almak zorunda kaldık.İsteselerdi alabilirlerdi içeri aslında.Kaç kez aynı saatlerde gelip uçağa binmişliğimiz vardır.Ya kalabalıktan bunalıp böyle davrandılar, ya birazcık daha para kazanmak istediler ya da hakikaten çok dakik çalışıyorlar!!! bilemiyorum. Bizim gibi bir kaç aile de uçağı kaçırmıştı.Kaçırırlar tabi. Öyle korkunç bir trafik vardı ki gittiğimiz gün anlatamam.Taksimiz bir sürü cambazlık yaptı, arayollara girdi ama nafile. Yine de " 1 dakika" geç kalmayla binemedik uçağımıza.Neyse sorun para ya da geç kalmış olmanın verdiği suçluluk değil aslında.Onları bir şekilde telafi ettik. Ama THY uçuş şefi bayanın kafasını kaldırıp yüzümüze bile bakmaya tenezzül etmeden "sistemlerimiz kapandı" demesi, insanın sinirini zıplatıyor.
-"Arkadaşım!!! Ben seni seçip, senin havayolundan bilet almışım.Geç kalmış olabilirim ve bunun bedelini zaten ödeyeceğim -de- sen müşterin olan (senin çalıştığın firmana para kazandıran) bana bu tripleri niye atıyorsun ? Bana güleryüzle "kusura bakmayın ama yapabileceğimiz bir şey yok, prosedür böyle" diyemez misin? Bu çok mu zor? Müşterilerle muhatap olman için seni oraya kim oturttuysa onu tebrik ediyorum. Harika bir seçim yapmış.Tatil öncesi içimiz açıldı, senin o gül yüzünle :s
Karşıyaka'ya gidiş maceramız böyle başladı işte.Sonrası güzel oldu neyse ki.
Karşıyaka'yı seviyorum.Neden mi?

1. Öncelikle, çağdaş, modern, Atatürkçü bir yerleşim yeri olması. 2. Binaların ve sokakların düzenli olması (çarpık yapılaşma) olmaması.
3. Her evin genelde devasa balkonlarının olması.
4. Hemen hemen her sokakta bir eski kitapçı bulunması.
5. İnsanların ve özellikle esnafların sana duyduğu güven ve ilgisi.
6. Meşhur Türk kahvesi satan dükkânın önünde kuyruk oluşması.
7. Caddelerin ve sokakların temizliği.(Son zamanlarda tren yolu yerine tramvay gelecek olması ve doğalgaz döşeme çalışmaları yüzünden sokaklar kazılsa da)
8. Çarşıda veya sokakta yürürken insanların rahatsız gözlerle bakmaması.
9. Palmiye ağaçları.
10. Denizle içiçe bir yerleşim yeri olması.
11.Nerdeyse her sokakta limon veya portakal ağacına rastlamak.
12.
13.
Bu böyle yaz yaz bitmez :))
İstanbul'da doğup, yaşayıp başka bir yeri böylesine öven biri olmam garip karşılanmasın.Kendi şehrimi de çok seviyorum.İstanbul'umun sevdiğim taraflarını da bir başka yazımda paylaşırım sizlerle. Ooooohhh ne çok yazmışım böyle.Şimdilik bu kadar olsun.Sizi daha fazla sıkmayayım, tarifime geçeyim.Bu yemeği tatile çıkmadan önce yapmıştım.Döndükten sonra pek mutfakla haşır neşir olamadım. Yeni tarifler deneyeceğim yakında. Şimdi tarifime geçeyim;
Malzemeler:
  • 5 adet kabak
  • 1 adet orta boy soğan
  • 1/2 çay bardağı sıvı yağ
  • 150 gr.kıyma
  • 1 adet domates
  • 1/2 çay bardağı pirinç
  • 1 dolu yemek kaşığı biber salçası
  • Yarım demet dereotu
  • tuz,karabiber
Yapılışı:
Kabakların kabuklarını soyup yıkayın. Önce boylamasına ikiye kesin sonra 2 parmak kalınlığında
doğrayın.Soğanları yemeklik doğrayıp yağda soteleyin ve kıymayı katıp kavurun. Salçayı, küp küp kesilmiş domatesi ve dereotunuda katıp karıştırın. Kabakları da koyup biraz sararınca üstünü biraz geçecek kadar sıcak su koyup kısık ateşte pişirmeye devam edin.Tuzunu ve karabiberini de ilave edin. En son pişmesine 10 dakika kala pirincide katın. 10 dakika sonra ateşten alıp biraz dinlendirin ve servis yapın. Afiyet olsun.
Lezzetli, güzel bir sebze yemeği, yaz,kış sık sık tüketiriz, tavsiye ediyorum.

NOT: Tatile çıkmadan önce bana iyi dileklerde bulunan Biyo ve Recep Hilmi'ye teşekkürler!!

Görüşürüüüüüüüüzzz :))

6 yorum:

Recep Hilmi TUFAN | rehitu.com dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Recep Hilmi TUFAN | rehitu.com dedi ki...

Techrati sayesinde bloguma link verdiğinizi gördüm. Teşekkürler

Ayrıca hoşgeldiniz...

Dikkat! biyo var ! dedi ki...

Hoşgeldinnnnnnn!!!

Yıllardır çayımı şekersiz içerim ama sensiz bu blog sanki çayımda şeker yok gibiydi.

Ama şimdi tatlandı:)

Yaşadığın tatsızlık bile tadını kaçırmamış.Çok tatlı geçirdiğin bu kaçamağı bu kadar tatlı yazdığın için ben de tatlı tatlı okudum.Ne tatlıyım dimi ehiiiiiii:)))

kesmeşeker dedi ki...

Biyo'cum çok teşekkür ederim yorumun için.Gerçekten de çok tatlısın :)

NiNo dedi ki...

sagliklili mutlu huzurlu hayirli bir yeni yil dilerim
yeni yilda tum istekleriniz gercek olsun

sevgiler
nino

kesmeşeker dedi ki...

Teşekkürler Nino, sana da en önce sağlıklı ve sonra da çok mutlu bir yıl dilerim :))